Konteyner Yangınları

Konteyner Yangınları

Konteynerlerinin içinde ne var?
17.800 gros tonluk Sea Elegance, konteyner gemisi, 11 Ekim 2003’te saat 07.30’da şiddetli bir patlama ile sarsılır. En yakın limana 24 saat uzaklıkta. Limana yanaşmak ve demir atmak için acil anons yapar.

Singapur bayraklı konteyner yük gemisi, güvenlik tedbirlerini alarak yangını söndürmek için mücadele çalışmalarına başlar. Gemide 24 mürettebat bulunmaktadır. Patlama sırasında bir mürettebatın öldüğü tespit edilir.

Güney Afrika denizcilik idaresi yetkilileri geminin taşıdığı yüklere ait listeyi incelediğinde, gemide hiçbir tehlikeli maddenin olmadığını görür. Yangın neden çıkmıştı, bunun öğrenilmesi için bir araştırma ekibi kurulur. İlk bulgular kıç tarafta güverte altına yerleştirilen kalsiyum hipoklorit içeren konteynerin kendi kendine ateşlenmesinden kaynaklandığı düşünüldü.

Yapılan tetkiklerden sonra yapılan ilk açıklamada yangın, yükleme yapılan kıç güvertesinin altında bulunan bir konteyner da başladı. Bunun sebebi ise tehlikeli bir kargonun patlaması sonucunda yangının başlamasıydı. Kalsiyum hipoklorit yüksek sıcaklıklarda ayrışmaya meyilli olduğundan bu durum patlamaya neden olabileceğine inanılıyordu. Şüphe edilen konteyner motor dairesi bölme duvarına çok yakın bir alanda depolanmıştı. Bu nokta sıcak bir alan olup, bu yükün bu noktaya yerleştirilmemesi gerekliydi. Ayrıca Kalsiyum hipoklorisi konteyneri Herbisit Atrazine konteyneri ile birlikte depolanmıştı. Kalsiyum hipoklorisi patlayınca Herbisit Atrazine konteynerinin kapağını açtı ve yangın kağıt rulolarının bulunduğu konteynerlere sıçradı.

Konteyner gemisi Sea Elegance’daki bu büyük yangının sebeplerinden bir tanesi de beyan edilmeyen tehlikeli yüklerin taşınması olduğu iddia edildi. Beyan edilmeyen yüklerden kaynaklanan gemi yangınlarının sayısında artış olduğu da tespit edilmişti.

Tehlikeli yük taşıyan gemilerde meydana gelen yangınlara müdahale ederken yanınızda mutlaka gaz ve kimya dedektörü bulundurmalısınız. Bu dedektör bu yükleri taşıyan gemilerde de bulunabilir.

Denizlerde oluşan gemi yangınlarına müdahale etmek gerçekten zor ve eğitim alınmadan yapılacak bir iş değildir. Herhangi bir gemi yangınında veya acil durumda “Yangın Planı”, “Gemi Genel Planı”, “Kararlılık Kitapçığı” ve Tehlikeli Kargo Bildirgesi” gemilerde olması zorunlu dokümanlardır.

Tehlikeli Maddeler Bildirgesi ve Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından tehlikeli olarak kabul edilen herhangi bir yükün gemi içindeki yerinin listelenmesini ister. Ayrıca tehlikeli yük konteynerinin tam yerini, içindeki yükü, tehlikelerini ve ilk müdahale edenlerin ihtiyaç duyabileceği ekipman ve bilgileri ihtiva etmelidir.

Hangi konteynere su ile müdahale edilmeyeceğini veya diğer operasyonel önlemler ile ilgili bilgilerin görülebileceği dokümanların ulaşılabilir yerlerde olması gerekir.

Bu tehlikeli yük taşıyan gemi yangınına örnek olarak First Mate gemisini verebiliriz. First Mate gemisini için tutulan yangın raporunda şunlar yazılıydı.

“Yangın sırasında mürettebatın bilgisine başvuruldu. İçlerinden bir tanesi geminin yüklenmesi ve boşaltılması sırasında gemide bulunan ve denetleyen kişiydi. Tutulan raporların bir kopyasını ve diğer yükleme bilgileri bu kişide toplanmış. Bu kişi herhangi bir yangın çıktığında yangın söndürme ve sabit yangın söndürme aletlerini kullanma konusunda bilgili ve eğitimli. Gemi yangınına iki grup itfaiyeci müdahale etmiş.

Kara itfaiyecileri yangına müdahale etmeden önce Acil Müdahale Rehberine bakmış. Yangın 3. Kargo bölgesinde sızıntıyla başlayan ağır bir duman oluşturmuş. Kargo listesinde 3. Kargo bölgesinde tehlikeli bir yük depolanmadığı tespiti yapılmış.

Bundan sonraki gelişmelerde, yangını kontrol etmek için mücadeleye başlanmış. Acil Müdahale Rehberi bilgileri ile hareket eden kara itfaiyesinin bir bölümü konteynerin boşaltılması için çalışmalara başlamış, bir bölümü de dışarıdan yangın ile mücadele etmeye başlamış.

Konteyner boşaltılması için alevli bölgede gemi içine çalışan kara itfaiyecilerinde baş ağrısı ve baş dönmesi şikâyetleri başlamış. 3. Kargo bölümünde listelenmiş tehlikeli bir yük yok. Peki, yanlış giden ne?

Banka soymak yasalara aykırıdır. Ancak gazetelerde dergilerde banka soygunlarını okuruz. Bir şey yasa dışı olarak kabul edilmiş ise, orada beklenmedik bir olay gerçekleşmeyecek anlamına gelmez. Kargolar tehlikeli veya tehlikeli kargo sınıflandırılması yapılmamış ise lojistik firmalarına az para ödenir. Az para ödemek için bu risk alınmalı mı? Yoksa yasaların belirtiği gibi tehlikeli sınıflandırmasına tabii olan kargolara fazla para ödeyerek risk azaltılmalı mı?

Bu tarz konteynerler genellikle başka yerlerde paketlendiğinden ve nakliye için mühürlendiğinden, konteyner gemilerinde daha kolay taşınır. Geminin sahibi veya işletmecisi, yükün sahibi tarafından doldurulan bu formlara güvenmek durumunda kalır.

11 Eylül 2001 tarihinde ikiz kulelere yapılan saldırı sonrasında, denizcilik endüstrisi, mürettebatını ve taşıdıkları yükleri daha yakından tanımak ve doğru bilgiler ile yük taşımak zorunda kaldı. Bu karar sonrasında konteynerin içindeki yükün niteliği hakkında daha faza bilgiye sahip olundu.

Daha fazla bilgi sahibi olunması, konteyner içindeki yükün yüzde yüz bilinirliğini ortaya koymuyordu. Peki, Hem kara hem de deniz itfaiyecileri yüzde yüz emin olmadıkları konteynerlere nasıl müdahale edeceklerdi ve kendilerini nasıl koruyacaklardı.

Karada çalışan itfaiyeciler için uygulanabilir operasyonel düzenlemeler yapıldı. ABD İş Güvenliği ve Sağlık Dairesi (OSHA) iş yeri güvenliği düzenlemeleri yaptı. Eğer duman ile çalışacaksanız Maske kullanın!

İtfaiyeciler temiz hava solunum cihazı kullanarak kendilerinin toksik gazlara karşı koruyabiliyorlardı. Bu maske kullanılarak sadece bir yangında hafif bir bulanıklık ve baş dönmesi olmuştu. İtfaiye amirleri olay yerinde temiz hava solunum cihazı kullanılmadan hiçbir müdahale izni vermiyor zaten. Bu cihaz sadece yangın söndürme sırasında değil, yangın sonrasında soğutma işlemleri yapılırken de kullanılıyor.

Temiz hava solunum cihazı kullanırken bulanıklık ve baş dönmesi nedeni hala bilinmese de, İtfaiyeciler kendilerini korumak için bu maskeyi kullanmaya devam etmelidir. Konteyner gemilerine müdahale için giren itfaiyeciler kendilerini korumak için duman olmasa bile bu temiz hava solunum cihazını kullanmalıdır.

Ek olarak, gemi dışı yangın söndürme eğitim programlarında hava örnekleme ekipmanları kullanımını mutlaka öğrenmenizi ve bu tip yangınlarda bu cihazı kullanmanızı öneririm.

Kıyıya yanaşık bir gemiye müdahaleye veya açıkta olan bir gemiye müdahale etmeye giderken bu gaz dedektörünü mutlaka yanınıza alını. Her hangi bir hava örnekleme cihazında algılayabileceği sınırlı sayıda madde olsa da kullanılması gereken bir cihazdır.

Gemilerin kendi hava örnekleme ekipmanları olabilir. Ancak her zaman kendi hava örnekleme cihazınızı kullanmanızı öneririm. Çünkü kendi cihazınızın doğru örnekleme yaptığını ve doğru çalıştığının biliyorsunuz.

Kara kökenli itfaiyeciler gemilerde fazla çalışmadığı için gemilerde oluşan yangınlara daha az müdahale etme imkânları vardır. Ancak müdahale etme şansı bulmuşlar ise özellikle yapım yılı eski olan gemilerde sıkça karşılaştıkları sorun, yangın müdahale ekipmanlarının kontrollerinin yapılmamış olduğu, patlayan hortumlar, sıkışmış vanalar ve yangın söndürme pompalarında oluşan arızalar ile karşılaşılmaktadır.

Gemi güvertesi altında oluşabilecek yangınlarda ilk önce CO2 otomatik söndürme sistemlerinin devreye girdiğinden emin olun. Gemi limana yanaşık ise, kara itfaiyecileri yüklü konteynerleri liman üstüne boşaltabilir. Konteynerlerin gemiden indirilmesi önerilen bir prosedürdür. Hem çalışanlar için hem de kara itfaiyecileri için güvenlik açısından önemlidir.

Bu işlemlerin tümünün yapılması itfaiyecilerin tüm risklerini ortadan kaldırmaz. Ancak eğitimli ve donanımlı olunduğunda riskleri azaltabiliriz. Kara temelli itfaiyeciler için gemi içine girmek farklı bir dünya içine girmek gibidir. İtfaiyecileri güvende tutmak için uygun eğitimleri ve özel ekipmanları olmadan gemi yangınlarında çalışmalarına izin verilmemeli.